CANSU TANRIKULU 
Modern makyaj biçimleri en azından eski Mısırlılardan beri kullanılmaktadır ve vücutta kullanıldığına inanılan pigmentler bilinen en eski insan eserleri arasındadır. Makyajın kalıcılığı ve her yerde bulunması, en azından kısmen, algısal potansiyelinden kaynaklanmaktadır. Örneğin makyajlı yüzler daha çekici algılanır ve beyindeki ödül merkezlerini harekete geçirir.
Makyajın yaygın bir amacı, cildin daha düzgün görünmesini sağlamaktır. Fondöten ve kapatıcı gibi tene yönelik makyaj ürünlerinin amacı budur. Araştırmacılar, cilt düzgünlüğünün iki fiziksel ölçümünü kullanarak, cildin gerçekten de makyajlıyken makyajsız olduğundan daha fazla fiziksel homojenliğe sahip olduğunu bulmuşlardır. Aynı çalışma, kozmetiklerin algılanan cilt düzgünlüğünü etkilediğine dair kanıtlar da bildirdi; aynı yüzler, katılımcılar tarafından makyajsız olarak sunulduğunda daha düzgün bir cilde sahip olarak derecelendirildi.
İlginç bir şekilde, algısal yargının etki büyüklüğü, fiziksel ölçümlerin etki büyüklüklerinden daha büyüktü; bu, izole edilmiş deri parçalarının fiziksel ölçümleri tarafından yakalanmayan, cilt düzgünlüğü algısını etkileyen faktörlerin olduğunu düşündürür. Bu nedenle, bugün yayınlanan ortak yazarı olduğum yeni bir bilimsel makale, makyajın cilt ve bitişik yüz özellikleri arasındaki kontrastı artırarak kısmen yüz cildini daha düzgün gösterme olasılığını keşfetmeyi amaçladı. Bu hipotezi test etmek için, katılımcıların makyajlı ve makyajsız yüzlerde cildin nasıl göründüğünü derecelendirdiği iki çalışma yürüttük. İlk çalışmada dijital olarak uygulanan makyaj kullanıldı ve ikinci çalışmada profesyonel bir makyaj sanatçısı tarafından uygulanan gerçek kozmetik ürünler kullanıldı.
Kritik olarak, makyaj durumundaki yüzlere dudaklara, gözlere ve kaşlara kozmetik uygulanmış, ancak cilde hiçbir ürün uygulanmamıştır. Böylece cilt, her iki durumda da fiziksel olarak aynıydı; sadece yüz hatları farklıydı.
Kozmetiksiz (solda) ve profesyonel bir makyaj sanatçısı tarafından sadece yüz hatlarına kozmetik uygulanmış bir katılımcı (sağda)
Makyaj ister dijital olarak (Çalışma 1) ister profesyonel bir makyöz (Çalışma 2) tarafından uygulanmış olsun, katılımcılar kaşlara, gözlere ve dudaklara makyaj yapıldığında cildin daha düzgün göründüğünü değerlendirdiler. Bu sonuçlar, kozmetiklerin sadece doğrudan cilde uygulanan fondöten ve kapatıcı gibi ürünlerle değil, aynı zamanda yüz hatlarına uygulanan ruj ve maskara gibi ürünlerle de cildi daha düzgün gösterdiğini göstermektedir.
Peki makyaj sadece yüz hatlarına yapıldığında bile cilt neden daha fazla görünüyor? Lekelerin ve kırışıklıkların görünümünün, kozmetiklerden kaynaklanan yüz kontrastındaki artışla baskılanabileceğine inanıyoruz. Bu çalışma, makyajın sadece ürünlerin cilde uygulanması yoluyla değil, aynı zamanda cildin görsel bağlamını değiştirerek de cilt görünümünü etkilediğini göstermektedir.
• Makyajın kalıcılığı ve her yerde bulunması, en azından kısmen, algısal potansiyelinden kaynaklanmaktadır.
• Makyajlı yüz daha çekici algılanır ve beyindeki ödül merkezlerini harekete geçirir.
• Makyaj, kısmen cilt ve bitişik yüz özellikleri arasındaki kontrastı artırarak yüz derisinin daha düzgün görünmesini sağlar.
