• 286.331
Anasayfa
Haber Obezite Hakkında Diğer Ülkelerden Öğreneceğimiz 6 Şey

Obezite Hakkında Diğer Ülkelerden Öğreneceğimiz 6 Şey

       0   CANSU TANRIKULU      CANSU TANRIKULU

Bilindiği üzere, obezite; vücuttaki yağ kütlesinin artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üzerine çıkmasıdır. Sayısal olarak açıklayacak olursak; vücut kitle indeksi 30.00 ve üzerinde olan insanlar obez sayılırlar.

Obezite Nedir?

Obezite, günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır.

Amerika, gelişmiş bir ülke olarak obeziteyle en çok mücadele eden ülkelerin başında gelmektedir. Obezite, Amerika’da ‘salgın hastalık’ olarak nitelendirilmektedir. Birçok ülke, Amerika’dan daha düşük obezite oranına sahiptir.

Son yayınlanan 2018 Obezite Durum Raporuna göre; Amerika’da ki yetişkin ve çocuk obezite oranı, 1999-2000 yıllarında %18 iken, 2015-2016 yıllarında %40’lara kadar çıkmıştır. 2017’de ise önceki yıllara göre obezite oranlarında istatistiksel olarak önemli bir gelişme olmamıştır.  Aynı zamanda obezite oranları, dünya çapında da artmaya devam etmektedir. Ama Japonya, Güney Kore ve İtalya gibi ülkeler, obezite oranlarını %10’dan daha az seviyelerde korumaya devam etmektedir. Örnek verecek olursak; Japonya’da yetişkin obezite oranı %4’den daha azdır.

Bu yazımızda; Farklı Kültürlerden, obezite probleminin üstesinden gelmeye yardımcı olacak şeyler öğreneceğiz:

1- Daha Az Kalori Tüketmek

Obezite ile mücadeleye yediklerimize daha fazla dikkat ederek ve kalori hesabı yaparak başlayabiliriz.

Minnesota Üniversitesi’nde 2006 yılında yapılan çalışmaya göre; Japonya’daki yetişkinlerin günlük ortalama kalori tüketimi Amerikalı yetişkinlerin günlük ortalama kalori tüketiminden 200 kalori daha az çıkmıştır.

Jacksonville, Florida’da bir aile hekimi olan Dr. Robert Raspa, Healthline’a verdiği demeçte: “En etkili diyetlerden bazıları, Weight Watchers ( Kilo İzleme) ve Nutrisystem’dir. Bu diyetler, kalori kısıtlamasına dayanmaktadır ve kalorilerinizi takip etmeniz gerekmektedir.” diyor.

 

Weight Watchers yani Kilo İzleme Diyeti, Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkan ve sonrasında Almanya başta olmak üzere birçok devlette tercih edilen, puan sistemine dayalı, kişiye özel bir diyet türüdür. Puanlar, tüketilen gıdaların kalorisine göre belirlenmektedir. Tüm gıdaların değerlerini puan yöntemiyle belirleyen bu diyette az puan alan çok ve çabuk kilo vermektedir.

Nutrisystem diyeti ise, uygulaması en kolay diyetlerden biridir. Yiyecek seçimini yaptıktan sonra aylık olarak yiyeceklerin tümü, mikrodalga fırında hazırlanacak porsiyonlar halinde kapıya kadar getirilmektedir. Kalori ve porsiyon hesabı, menü planlaması, yiyecek alışverişi yapmak ve yemek pişirmek istemeyenler veya zamanı olmayanlar için oldukça uygun bir diyettir.

Ayrıca, Raspa, bu diyetleri uygulamak isteyenlere, ‘MyfitnessPal adında kalori saymaya yarayan bir akıllı telefon uygulaması da öneriyor.

2- Daha Fazla Plansız Egzersiz Yapmak

Daha Fazla Plansız Egzersiz Yapmak

Obeziteyi önlemek için sadece spor salonuna gitmek yetmiyor. Eğer etkili sonuçlar almak isteniyorsa, kişinin günlük hayatında ne kadar aktif olduğunu belirlemesi ve buna göre günlük aktivitesini artırması gerekiyor.

Konuyla ilgili, Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden araştırmacılar, akıllı telefon verilerini kullanarak, dünya çapında, insanların adım sayılarını saptadılar.
Araştırmalarının sonucunda; en aktif ve en az aktif üyeler arasındaki aktivite farkını ‘aktivite eşitsizliği’ olarak adlandırdılar. Aktivite eşitsizliğinde en büyük farka sahip olan ülkelerdeki insanların obez olma olasılığının, aktivite eşitsizliği farkı en düşük olan ülkelerdeki insanlardan %200 daha fazla olduğunu belirlediler.

Küresel Obezite Önleme Merkezi’nin Yönetici Müdürü Dr. Bruce Y. Lee ve Bloomberg Halk Sağlığı Okulu’nda Uluslararası Sağlık Doçenti John Hopkins’ e göre: “ Değişimin anahtarı, hayattaki alışkanlıklarınızı gözden geçirmektir.”
Lee, Healthline’da; alışkanlıklarımızı değiştirip aktivitemizi artırabilmemiz için örnekler veriyor. Örneğin: “İşe nasıl gidip gelebilirim? Yürüyebilir miyim ya da bisikletle gidebilir miyim? Ofiste hareket edebilir miyim?” gibi soruları kendimize sormamızı istiyor. Ayrıca, günlük aktivitemizi artırırsak fiziksel ve ruhsal sağlığımızın olumlu yönde etkileneceğini, daha sağlıklı ve mutlu olabileceğimizi de ekliyor.

3- Daha Sağlıklı Beslenmek

Daha Sağlıklı Beslenmek

Obezite ile mücadelede en önemli faktörlerden birisi de sağlıklı beslenmektir.
Japon ve Kore diyetleri daha çok pirinç, sebze ve balık ağırlıklıdır.

Çok övülen Akdeniz Diyetinin doğduğu yer olan İtalya’da ise ilave şeker ve kırmızı et düşük oranda; işlenmemiş doğal ürünler, sebzeler, meyveler ve deniz ürünleri yüksek oranda tercih edilmektedir. Bu diyet planlarının hiç biri çekici değilse; bazı sağlık uzmanları, deniz ürünleri ve sebze odaklı İskandinav Diyetini önermektedir.

Çoğu İskandinav ülkesindeki obezite oranlarının %15’in altında olduğu göz önünde bulundurulursa, İskandinav Diyeti, obezite ile mücadele de güvenli bir yol gibi görünüyor.

4- Abur Cubur Reklamlarını Sınırlandırmak

Abur Cubur Reklamlarını Sınırlandırmak

Televizyon izlerken çıkan pizza, hamburger gibi fast food reklamları, insanların sağlıksız yemek seçimi yapmalarına neden olabilmektedir.

Birçok araştırma, özellikle çocukların maruz kaldıkları gıda reklamları ile yüksek vücut kitle indeksi puanları arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün 2017 Obezite Raporu’na göre; Norveç ve Danimarka gibi obezite oranları %12 ve %14 olan ülkeler, 13 yaş altı çocukları sağlıksız yiyecek ve içeceklere yönlendirmemek adına reklamcılara çağrıda bulunarak sağlıksız yiyecek ve içecek reklamlarını kısıtlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar.

5- Daha Sağlıklı Okul Yemekleri

Daha Sağlıklı Okul Yemekleri

Japonya, yükselen obezite oranını dünyadaki en düşük seviyeye getirmiştir. Bunu yapabilmelerinde ki en önemli faktör, daha sağlıklı bir okul yemeği programıdır.

Okullarda, sağlıklı ve sağlıksız yiyecek içecekleri içeren çoklu seçenekler ve otomatlar yerine, öğrencilere tek bir seçenek sunulmuştur: günlük sağlıklı yemekler.
Japonya’da kullanılan yöntem ve elde edilen sonuçlar göz önüne alındığında; 30 milyon çocuğun okulda öğle yemeği yediği Amerika’da, daha sağlıklı öğle yemekleri, ülkenin obezite oranlarında ciddi bir düşüş sağlayabilir.

Aynı zamanda, ebeveynler de evde daha sağlıklı öğle yemekleri hazırlayıp çocukların beslenme çantalarına koyabilir. Böylece çocuklar da sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanabilir.

6- Obezite ile Mücadelede Çoklu Önleme Çabaları

Obezite ile Mücadelede Çoklu Önleme Çabaları

Dr. Bruce Y. Lee, obeziteyi sistemsel bir problem olarak açıklıyor.
Le, bu konuda, obezite oranı %25’e yaklaşan Finlandiya’ya işaret ediyor. Finlandiya, Seinäjoki kenti; ‘tüm politikalarda sağlık’ yaklaşımını benimseyerek, beş yaş çocuklarının obezite oranlarını yarıya indirmiştir. Şehrin sağlık departmanı, çocuklara daha sağlıklı bir genel ortam yaratmak için; okullarla, çocuk bakıcılarıyla, ebeveynlerle ve Şehir Bölge Planlama Uzmanlarıyla çalışmıştır.

Bu harika bir yaklaşım ancak hükümetin bunları yapmasını beklerken, siz ne yapabilirsiniz?

Lee: “Obezite risk faktörlerini bilmek ve anlamak, bireysel düzeyde sizi bilgilendirmeye yardımcı olabilir.” diyor. Ve “Ama bu yarı zamanlı bir şey olamaz. Hobi olarak beslenmemi ve fiziksel aktivitemi değiştireceğim diyemezsiniz.” diyerek uyarıyor.

Bir cevap yazın

Bizi Takip Et

Vücut kitle indeksi hesaplayıcı

cm
kg