Halk arasında tüp mide operasyonu olarak adlandırılan laparaskopik obezite operasyonları sayesinde, obezitenin oldukça tehlikeli bir türü olan morbid obeziteden mustarip hastaların tedavisi sağlanmaktadır.
Laparoskopik Obezite Cerrahi Uygulaması
Bugün, obezite ile savaşta oldukça etkili bir tedavi yöntemi olan bu müdahale, eskiden genel tedavi uygulamasının içerisinde bir basamak olarak kabul edilmekteydi. İlerleyen tıp teknikleri sayesinde, lapaposkop isimli bir cihazın ucuna yerleştirilen kamera sistemi sayesinde karın bölgesi doktor tarafından incelenmektedir.
Tıp dilinde bariatrik cerrahi olarak bilinen bu operasyon sayesinde, hastaların kilo kaybetmelerin oldukça yüksek başarı oranları yakalanmaktadır. Bunun yanında, obezite ile mücadele alanında diğer yöntemlerden sonuç alamayan hastalar için de alternatif bir yöntemdir. Hastaların, normal hayatlarına kısa sürede dönmeleri sayesinde, günümüzde çok daha fazla kullanılmaktadır.
Obezite Cerrahinin Avantajları Nelerdir?
Laparoskopik operasyonların sahip olduğu en büyük avantaj, hastaların çok daha çabuk bir şekilde eski sağlıklarına kavuşmalarıdır. Diğer operasyon türlerine göre daha ince bir teknik ile midede 3 farklı kanaldan müdahale şansı doğurması, hastaların ağrı çektikleri komplikasyonların oluşumunun önüne geçmektedir.
Operasyonun etkilerinin çabuk geçmesi sayesinde, hastalar gerek hastaneden çabuk taburcu olmaları gerekse de normal hayatlarına çabuk dönebilmeleri sebebiyle, kendilerini hem fiziksel hem de psikolojik açıdan daha iyi hissederler. Bu durum da tedavi sürecinin başarısı açısından olumlu etkiler barındırmaktadır.
Operasyon sırasında, mide ve karın daha az deforme olduğundan dolayı, ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek riskler minimum seviyeye indirgenmiş olur. Fıtık, enfeksiyon kapma ya da karın içi yara oluşumu gibi olumsuz sonuçların görülme sıklığı çok daha az bir seviyededir.
Her operasyon alanında olduğu gibi, laparoskopik obezite operasyonlarında da bir takım riskler ve dezavantajlar bulunmaktadır ancak sahip olduğu avantajların çokluğu göz önüne alındığında, sıklıkla tercih edilmesinin nedenleri daha iyi ortaya çıkmaktadır.
Laparoskopik Obezite Cerrahi Dezavantajları Nelerdir?
Öncelikle şundan bahsetmek gerekir ki; laporoskopik obezite operasyonlarının sahip olduğu en büyük dezavantajlar tıbbi alanda değildir. Bu tip bir operasyon, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılanmadığı için hastalar bu operasyonun maliyetlerini kendi bütçelerinden karşılamak zorundadırlar. Aynı zamanda, bu operasyonun eğitimi oldukça uzun ve sabır gerektiren bir eğitim olduğundan dolayı, bu alanda yetkili uzman sayısı oldukça azdır ve bu durum da ameliyatların pahalı olması sonucunu getirmektedir.
Tıbbi açıdan baktığımızda, bu tip bir operasyonda kullanılan teknik nedeniyle, mideye ve karın dokusuna dokunma hissiyatının oldukça az olduğunu, bu durumun da operasyon yapılırken uzmanların çok daha dikkatli olması gerektirdikleri sonucunu getirdiğini belirtmek gerekir. İstenmeyen bir durum olduğunda, müdahale şansı azdır. Bunun yanında, operasyon sırasında karbondioksit gazı ile çalışılmasından dolayı, solunum güçlüğü çeken hastalar için bu operasyon uygun değildir.
Operasyonun Aşamaları Nelerdir?
Esasında, her cerrahi operasyondan önce uygulanan teknikler burada da uygulanmaktadır ancak bu tekniklerin ve uygulamaların çok daha yoğun ve kapsamlı yapıldığını belirtmekte fayda vardır.
Öncelikle, laparoskopik obezite operasyonu geçirmek isteyen hastanın, bu operasyon kapsamı içerisinde yani morbid obezite hastalığından mustarip olduğu onaylanır. Hasta, tedaviyi olmak istediğine dair onay belgelerini imzaladıktan sonra tetkik aşamasına geçilir.
İlk olarak ameliyata girecek hastanın, operasyon sırasında ne kadar doz anestezik maddeye tabi tutulacağı belirlenir. Operasyonun uzunluğu düşünüldüğünde, hastanın ne kadar sürede kendine gelebileceğinin hesaplanması oldukça önemlidir.
Doz araştırmasından sonra ise kardiyoloji alanında hizmet veren bir uzman, hastanın kalbi ve solunumuyla ilgili bir sorununun olup olmadığını araştırır. Eğer hasta bu şartları taşıyorsa, operasyon için uygundur raporu alınır.
Operasyonun yapılmasından önce pek çok doktor, daha net bir görüntü ve sağlıklı çalışma ortamı adına, hastaların mide ve bağırsaklarının tamamen temizlenmesini istemektedir. Bu amaçla, hastanın operasyonda bir gün önce yeme ve içme faaliyetlerine kısıtlama getirilir. İlgili alanlarda ki uzmanların incelemesinden sonra, eğer hasta operasyon için uygun görülürse, ameliyathanenin hazırlık aşamasına geçilir. Bu aşama öncesi, hastanın stresten uzak olması oldukça önemlidir ve operasyonun sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi için, hastanın operasyon öncesinde kişisel bakımını tamamlamış olması gerekmektedir.
Operasyonun başarılı bir şekilde geçmesi ve istenmeyen komplikasyonların önlenmesi adına, her türlü kan pıhtılaştırıcı, analjezik ve antiflamatuar ilaçların alınması, operasyondan bir hafta önce kesilmelidir. Bunun yanında, operasyon ortamında karbondioksit gazı kullanıldığı için, hastanın solunum yollarında herhangi bir sorunun olmadığının anlaşılması önemlidir. Eğer hasta sigara kullanıyorsa, operasyondan bir hafta önce bu alışkanlığını bırakması ya da ara vermesi istenir. Bol oksijenli ortamlarda bulunmak, operasyon öncesinde hasta açısından faydalı olacağından, doktorlar genelde böyle ortamlarda bulunulmasını tavsiye etmektedirler.
Ameliyattan önce, son uygunluk kontrolü ve dosya taramışının yapılmasının ardından, riskli bir durum görülmez ise hasta anestezi ile bayıltılır ve operasyon süreci başlar.
Operasyon sırasında, uzmanların daha iyi görüş açısına sahip olabilmeleri için, uygun konuma yerleştirilen iki adet monitör ile operasyon bölgesine hakimiyetleri sağlanır. Bu aşamada, laporoskop cihazı karın içerisinden yerleştirilerek, 3 ayrı noktadan müdahale başlar. Uygun formda cihazlar ile fazla yağların organlar ile bağlantısı kesilir. Bütün bu aşamalar sırasında, uzmanlar tarafından her aşama detaylı bir şekilde eş zamanlı olarak kontrol edilir ve operasyon tamamlanır. Operasyon süresinin uzunluğundan dolayı, hasta operasyonun ardından çok kısa bir sürede kendine gelecektir. Böylece hasta için yeni bir hayata atılan ilk adım başarıyla tamamlanacaktır.
Laparoskopik Obezite Operasyonunu Tercih Etmeliyim?
Laparoskopik operasyonların en büyük avantajı, hastaların en kısa sürede normal hayatlarına dönebilmeleri ve uzun süreli kilo kaybını yakalayabilmeleridir. Bu durum da, bu operasyonu geçiren kişilerin yeni yaşamlarına çok daha kolay adapte olabilmelerini sağlamaktadır. Ayrıca operasyon sonrası tedavinin kalıcılığı, hastaların ağır sorunlardan şikâyet etmemeleri gibi durumlar da, laparoskopik obezite operasyonlarının çok daha fazla tercih edilmesindeki sebepler arasındadır.
Hastaların, özellikle erken dönemlerde görebileceği olumlu değişim sayesinde kendileri barışmaları çok daha kısa bir süre alacaktır. Tedavinin ilerleyen aşamalarında çok daha aktif bir yaşama hatta kadın hastalarımızda hiçbir risk taşımayan hamilelik durumuna ulaşsalar bile, erken dönemlerde vücutlarını zorlayıcı hareketlerden kaçınmaları ve operasyonu gerçekleştiren uzmanın tavsiyelerine uymaları oldukça önemli bir konudur.
Her ne kadar oldukça avantajlı ve getirileri oldukça fazla olsa da, bu tip operasyonlar her hasta tipine uygulanmamaktadır. Uzun araştırmalar ve incelemeler sonrasında, bu operasyon tipine uymayan obezite hasatlarının, ısrarcı olmamaları gerekmektedir. Tedavi sırasında ve sonrasında yaşanabilecek risklerin çok az oranda olması, riskli hastalar için bu operasyonun yapılmasının doktorlar tarafından desteklenmesini sağlamaktadır. Ölüm riskinin %2 nin altında olduğu operasyon sonrası yaşam kalitesi ve standartları kolayca yükselmektedir.
Operasyon sonrasında istenmeyen bir urum meydana geldiğinde ise her alanda olduğu gibi uzmanınız ile olabildiğince çabuk iletişime geçmekte ve tedavi gerektiren durumların tıbbi uzmanlar tarafından yapılmasında elbette fayda vardır.
Mide Bypass Hakkında Merak Ettiklerinizi Öğrenin
Laparoskopik operasyon oldunuz mu? Avantaj ve dezavantajlarını biliyor musunuz? Bizlerle soru ve düşüncelerinizi yorum yaparak paylaşabilirsiniz.